Ama buradaki sözcüklerin kökenine bakacak olursak:
kim < Eski Türkçe: kim [Bu sözcük Azerî, Başkurt, Kazak, Kırgız, Özbek, Kazan
Tatar, Türkmen, Uygur gibi Türk lehçelerinde de kim biçimindedir.
ki < Farsça
as(ı)l < Arapça
inkar < Arapça: inkâr
aqıl < Arapça: akl
+ra < Eski Türkçe: yön eki
hero < Farsça: ker
olarak görürüz. Ortaya çıkan söz hazinesinin içinde Kürtçe ya da Zazaca kökenli bir sözcük
yoktur. Bu konuda yapılan dil araştırmalarından Zazaların kökenleri hakkında bazı bilgi-
lere ulaşılmıştır.
Doğu Anadolu’nun Elâzığ, Tunceli, Bingöl, Erzincan illerinin yayıldığı
coğrafyada yaşayan Zazalar, Türk toplumunun içinde yaşayan aslı tarihî Türklüğe dayalı bir
topluluktur. Batılı, Ermeni ya da Kürt araştırıcılar tarafından yazılan makale ve kitaplar-
da Zazalar ya Kürtlerin bir kolu ya da İranî (Guran-Zaza grubu) olarak gösterirler. Zaza-
ların ‘Zuzu, Zuza, Zozan, Zapsas, Mu-Zazir, Zou-Zou, Zizona, Zanzavina, Zerza, Zerzawe,
Zuzaniye, Zawzan, Zazawa, Zazan’ gibi bir sürü uyduruk adlardan türemiş olabileceğini; hat-
tâ Asur tabletlerinde adı geçen Zamza Krallığının adı olabileceğini iddia ederler. İngiliz tarih-
çisi Davik N. Mackenzie ise ‘Zazaların Hazar’dan gelerek, o sıralar Kürtlerin yerleşik olduğu bölgenin
batısına yerleştikleri..’ görüşünü ileri sürer. Bazıları da onların M.Ö. 2350-
2150 tarihleri arasında Anadolu’ya yerleşen Huriler olduğunu yazarlar. Yine bazılarına göre
de Zazaların Kürtlerden çok önce bu topraklara yerleştikleri, bugün Kürtlerin yaşadıkları bölgelerin tarihsel olarak Zazaların anayurdu olduğudur.
Zazalar ve Kürtler üzerine araştırma yapan belirli bazı kişiler, Zaza adı verilen
İnsanların menşeinin Türk olabileceği üzerinde hiç görüş belirtmemişlerdir. Bu teoriye neden
sıcak bakmadıklarının sebebi, Türkiye’yi ve Türk kökenli insanlarımızı bölüp parçalamaktan
dolayıdır. Çünkü Zazalar Türk kökenli olursa, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu bölmeleri
zorlaşacaktır.
Şimdi size bir anımı nakletmek istiyorum: 1988 yılı Temmuz ayında ‘Dede Korkut Sempozyumu’ için, Orhan Şaik Gökyay, Bahaeddin Ögel, Fikret Türkmen, Saim Sakaoğlu, Zeynep Korkmaz, Ahmet Bican Ercilasun ve Tuncer Gülensoy’dan oluşan bir TDK heyeti olarak Azerbaycan’ın başkenti Baku’ya gitmiştik. Rahmetli Elçi Bey de bu sempoz-
de dinleyici olarak bulunuyordu. Sempozyum arasında bir gün bizi İsmailli adlı küçük bir dağ
kasabasına götürdüler. Bu yemyeşil dağ kasabasında bizi sarışın, mavi ya da yeşil gözlü, be-
yaz tenli genç kız ve oğlanlar, ellerinde tepsi içinde pişmiş sıcacık ekmek ve tuz ile karşıladı-
lar. Anadolu’nun pek çok yöresine kaybolmuş olan ‘Tuz-Ekmek hakkı’ ağırlamasını burada
görünce çok heyecanlanmıştık. O gezide yanımızda bulunan, Moskova Tarih Fakültesi öğre-
tim üyesi Prof. Dr. Haluk muallime ‘Bu gençler siz Azerîlerden farklı yapıdalar. Konuştukları
Türkçe de Azerîceden farklı, neden?’ diye sorduğumda, aldığım cevap beni şaşırtmıştı. ‘Bu
yörenin insanları eski Saka Türklerinin torunları. Sakaların en büyük boyu Partlar bu coğraf-
yaya yerleşmişler. Biz bunlara SAK deriz, sizler de ZAZA adını veriyorsunuz’ deyince, ka-
falarımızdaki pek çok sorunun cevabı bulunmuştu. Demek ki Anadolu’da yaşayan Zazaların
köklerini Türk asıllı Sakalarda aramak da gerekiyormuş.
Zazaların Kürt, Arap ya da İranî olamayacaklarının bir nedeni de bu kavimlerden farklı bir etnik yapıya sahip olmalarıdır. Kürtlerde, Araplarda ve Farslarda (İranlılarda) beyaz tenli, sarı saçlı ve mavi gözlü
kadın ya da erkek bulunmazken, Zazalarda bu özellikler görülür. Bu da Peçenek, Kuman-Kıpçak ve
Saka gibi Türk kavimlerinin bir özelliğidir ki bugün, Kazan, Başkurt, Çuvaş, Özbek, Kırgız gibi Türk boylarında da aynı özellikler görülür. Kırım ve Anadolu Türklerinin de büyük bir bölümünde bu özellikler vardır.
Zazaca, Kürtçe (Kürmançça)dan da farklı bir özelliğe ve kelime hazinesine sahip-
tir. Eğer bunlar ayrı birer dil olmasaydı, Zazalar ‘Zazaca-Türkçe Sözlük’, Kürtler de ‘Kürtçe-
Türkçe Sözlük’ veya ‘Ferheng-i Kırdî i Tırkî’ diye sözlükler yayımlamazlardı. Zazaca-Türkçe Sözlük’ü incelediğiniz zaman pek çok eski Türkçe söz varlığının Zazacada aynen ya da bazı ses değişmelerine uğramış biçimleriyle yaşadığını görebilirsiniz. Türkçenin Zazaca ve Kürtçeye verdiği yüzlerce ödünç sözcük, TDK tarafından yayımlanacak olan ‘Türkiye Türkçesinde Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi Sözlüğü’ adlı etimolojik sözlüğümüzde yer
almaktadır. Zazaların giyim-kuşam, mutfak, hayvancılık kültürleri, gelenek ve görenekleri Anadolu Türklüğünden farklı değildir. Fakat, başta gelenek-görenek olmak üzere birçok ba-
kımdan Kürtlerden farklı özellikler arz eder. Kuzey Irak, Batı İran, Kafkasya ve başka coğraf-
yalarda yaşayan Zaza aşiretleri bulunmamaktadır.
Her ne kadar Zaza aşiretleri Koçgiri (1921), Şeyh Said (1925) ve Dersim (1938)
isyanlarını yaşadılarsa da bu isyanların bugün olduğu gibi dış güçlerin tahriki ile yapıldığı bilinmektedir. Bugün PKK içinde bulunan kandırılmış Zazaların sayısı Kürtlere göre oldukça azdır. Hattâ Anadolu’daki Türk birliğinin korunması için Türk ordusu ile birlikte savaşmışlar, bu ülkenin asıl soylarından olduğu gerçeğini görmüşlerdir. Bu vatan Türklerin olduğu kadar
Zazaların, Kürtleşmiş Türklerin ve öteki toplumlarındır. Çünkü başka bir Türkiye ve Anadolu yoktur.
<<
GERİ DÖN<< >>
ANA SAYFA>>